Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Toptan helak olacaklar
18.02.2010
Alaüddin-i Sabir hazretleri Kalyar'a geldiğinde, orada imamlık yapan Kadı Tabrak, bu zata;
- Sen büyücüsün, dedi.
Ve geçirmedi Onu imamete.
O da, üzülüp, mektupla bildirdi bunu hocasına.
Feridüddin-i Genc Şeker hazretleri, Kadı Tabrak'a şöyle bir mektup yazdı:
- Ey kadı! Onu oraya biz gönderdik. Kendisi Allah'ın sevgili bir kuludur. Onun imamlığına biz fetva vermiş, Resulullah Efendimiz de tasdik etmiştir.
Kadı Tabrak, mektubu okudu.
Hırsından yırtıp, bir hizmetçiyle Alaadden-i Sabîr hazretlerine gönderdi.
Alaüddin-i Sabir, hizmetçiye;
- Git o Kadı Tabrak denen adama de ki; "O alçak, hocamın mektubunu yırttıği için, o ve ona uyanlar, yakında toptan helak olacaklar!" buyurdu
Hizmetçi, geri dönüp iletti bu haberi.
Ama o, geri adım atmayınca, mübarek zat başını kaldırıp gökyüzüne bir nazar etti.
O anda sallanmaya başladı yeryüzü.
Halk, korkuyla koştular Kadı Tabrak'a:
- Duydun mu, zelzele oluyor. Bu, o zatı üzdüğünden olmasın sakın.
- Hayır, falan yerdeki büyücü kadına söyleyin, buraya gelsin, dedi.
Büyücü kadın gelince;
- Üst üste zelzeleler oluyor, sebep ne olabilir? diye sordu.
Büyücü kadın;
- Bu, o zatın büyüsüdür, korkmayın, dedi.
Ve öğlen oldu.
Alaüddin-i Sabir hazretleri, camiye gidip, namaz kıldırmak için imamete geçmişti ki, Kadı Tabrak geriden gelip;
- Çekil geriye, mihrabı bana bırak! diye tehdit etti.
Cemaat da ona uyup, büyük Veli'yi camiden çıkardılar.
Ama olan, kendilerin oldu.
Tam namaza duracaklardı ki, caminin duvarları yıkıldı üstlerine.
Kadı Tabrak ve ona uyanlar duvar altında kalıp can verdiler.
Tek kişi kurtulamadı.
www.gonulsultanlari.com