Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Sabır küpüydü
26.02.2010
Behaeddin Zekeriyya hazretleri, tevazu sahibi olup, kendini üzenlere karşı sabır küpü gibiydi.
Hatta kendisine kötülük edenlere, ihsan ve ikramlarla cevap verirdi.
Bir gün sevdiklerine;
- Kardeşlerim, Allahü teâlâ sevdiği kullarını imtihana tâbi tutar, buyurdu. Sabrederlerse, imtihanı kazanırlar.
Şöyle devam etti:
- Öyleyse kulların cefasından üzülmemeli, karşılık vermemeli, sabretmelidir. Hatta sabretmekle kalmayıp, onlara gül demeti sunmalıdır ayrıca.
BU NASIL EVLİYADIR?
Bu zat, hayli zengin olup malı, serveti çoktu.
Bu yüzden dedi-kodu yaparlardı hakkında.
Şöyle ki;
- Bu nasıl Evliyadır? Hepimizden daha çok malı mülkü var, derlerdi.
O, bunları işitince;
- Ey insanlar! Hak teâlâ dünyayı hiç sevmiyor. Dünyanın tamamının kıymeti olmayınca, bir kısmının ehemmiyeti olur mu? buyurdu.
Ve ekledi:
- Evet, bizde dünyalık çok. Ama muhabbeti hiç yoktur kalbimizde.
NEFİS EN BÜYÜK DÜŞMAN
Bir gün de genç bir Müslümana;
- Evladım, nefsinden emin olma. Zira o sana düşmandır. Hatta senden çok Allah'a düşmandır ve her arzusu, Allahü teâlânın yasak ettiği şeylerdir, buyurdu.
Delikanlı sordu:
- Onu nasıl yola getirebilirim efendim?
- Nefis, ancak İslâmiyete uymakla yola gelebilir evladım. İslâma ne kadar çok uyulursa, isteklerinden o nisbette vazgeçer. Çünkü onun sevdiği şeyler, dinimizin haram kıldığı şeyler, sevmediği şeyler de İslâmiyetin emrettiği hususlardır.
www.gonulsultanlari.com