Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Öldüreceklerdi, ama…
20.03.2010
Mevlana Halid-i Bağdadi "kuddise sirruh", Hindistan'dan dönüp Bağdat'a geldiğinde, halk tarafından coşkuyla karşılanmışsa da Onu haset edenler de vardı ahaliden.
Bunlar gittikçe artıyordu.
Nihayet ikiyüz kadar hasetçi bir gün toplanıp, öldürmek kararı aldılar bu zatı.
Hem de aynı gün.
Günlerden Cuma idi.
Silahlanıp, cami çıkışında bir yerde gizlice beklediler ve;
- Camiden çıkar çıkmaz saldırıp öldürelim, dediler.
Nihayet namaz bitti.
Ve dağıldı cemaat.
Mübarek zat çıkınca fark etti durumu.
Niyetlerinin su-i kast olduğunu anlamıştı.
Tam hücum edeceklerdi ki, hiddetli bir nazar etti herbirine.
Mübarek nazarı kime isabet ettiyse, yerinde kalakaldı.
Bir adım bile atamadılar.
Mıh gibi yere çakılmışlardı sanki.
Birer cansız heykel olmuşlardı.
Taş kesilmişlerdi adeta
Silahları düştü ellerinden.
Bir müddet böyle kalıp, sonra büyük bir dehşete kapılarak kaçıp uzaklaştılar.
- Niçin kaçtınız? diye sorduklarında;
- O, camiden çıkıp da bize hiddetle baktığında, omuzları üstünde koca bir arslan gördük, dediler. Gözlerini bize dikmiş, nerdeyse üstümüze saldıracaktı ki, selâmeti, kaçmakta buluk.
NAMAZ DİNİN DİREĞİDİR
Bu zat bir sohbetinde;
- Namaz, dinin direğidir. Namaz kılan, dinini kuvvetlendirir. Kılmayan dinini yıkar, buyurdu.
Ve ekledi:
- Ankebut suresinde mealen; (Doğru kılınan namaz, insanı kötülüklerden elbette uzaklaştırır) buyuruluyor.
www.gonulsultanlari.com