Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Kabrimi kazın!
29.03.2010

Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerinin dört oğlu vardı.
Şihabüddin, Necmüddin, Abdurrahman ve Behaeddin "rahime-hümullahü teâlâ".
Bunlardan Şihabüddin, Urfa'da vefat etti.
Behaeddin, beş yaşına girmemişti ki taundan vefat etti. Namazını kılıp Kasiyun tepesi'ne defnettiler.

Definden sonra;
- Bu yerde, bir kabir de bana kazın! diye emretti talebelerine.
Sonra, talebesinden Molla İsa da tauna yakalandı.

Onu teselli edip;
- Yâ İsa! Oğlum Behaeddin'e benden selâm söyle ve pek yakında baban da gelecek, diye habver ver kendisine, buyurdu.

Aynı sene Abdurrahman da vefat edip, Kasiyun tepesi'ne defnedildi.

Bu oğlunun defin işi bitince, kendi kabrinin kazılmamış olduğunu farkedip;
- Kabrimi bugün muhakkak kazınız! diye emretti bir daha.
Definden sonra evine gelip, bir daha dışarı çıkmadı.

Soranlara da;
- Bundan sonra tek bir yere gitmek istiyorum. O da oğlum Behaeddin'in yanıdır, buyurdu.

- Allah ömürler versin efendim, dediler.
- Ecelimiz yaklaştı, bu gün yarın gideriz. Keramet gösteriyor demeseler, dostlarla tek tek vedalaşırdım. Çünkü bu Cuma gecesi, şu saatte, Mevlana Halid aranızdan ayrılır, buyurdu.

Çoluk çocuğu ile vedalaştı.

Yakınlarına;
- Allah'a yemin ederim ki, baliğ olduğum günden bu güne kadar, bir vakit namazımı bile terk etmedim. Kuşluk ve teheccüdü de eda ettim. Ama bunu duyunca, Halid ölünce sevaba ihtiyacı olmaz demeyiniz. İhlas ve Fatiha okuyup ruhuma göndermeyi ihmal etmeyiniz! buyurdu.


www.gonulsultanlari.com