Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Artık dersinize gelmiyeceğim
1.06.2010
Abdullah bin Mübarek hazretlerinin talebesinden Sehl bin Abdullah vardı ki, yakışıklı bir genç olup, çok takvâ sahibiydi.
Bir sabah derse geldiğinde;
- Artık dersinize gelmeyeceğim, dedi hocasına.
Abdullah bin Mübarek hazretleri;
- Niçin? diye sorunca da;
- Bu gün buraya gelirken, kapı önünde çok ayıp bir hadise vuku buldu, dedi.
- Nasıl bir hadise evlâdım?
O, sıkılarak arzetti:
- Tam kapıya yaklaşmıştım ki, sizin evin kızları dama çıkmış, oradan bana seslenerek, "Gel! gel!" diye işaret ediyor ve herbiri gülerek; "Benim Sehl'im! benim Sehl'im!" diye, beni kendilerine çağırıyorlardı.
Büyük Velî anladı meseleyi.
O gece talebeleri toplayıp;
- Haydi Sehl'in cenazesine gidelim, buyurdu.
Evine varınca, vefat etmiş olduğunu gördüler gerçekten.
Talebeler çok şaşırıp;
- Efendim, siz Sehl'in öleceğini nasıl bildiniz? diye sordular.
Dünkü hadiseyi anlatıp;
- Benim hiç kızım yok, Sehl'in o gördükleri, Cennet hurileriydi. Vefat edeceğini öğrenip, Onu kendilerine davet etmişler, buyurdu.
İHLASIN ALAMETİ
Bir gün de bazı dostları;
- İhlâsın alameti nedir efendim? diye sordular bu zâta.
Cevabında;
- İhlâslı Müslümanı methetseler, hiç sevinmez. Çünkü Onun, insanlarla işi yoktur. O, yalnız Allah rızâsını düşünür. Onu kazanmaya bakar. Her işini, Allah emrettiği için yapar ve sevabını Ondan bekler, buyurdu.
www.gonulsultanlari.com