Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Ben buna lâyık değilim
15.06.2010
Habîb-i Acemi hazretlerinin bir kulübesi vardı ki, orada gece gündüz ibâdet ederdi.
Bir gece, elbisesinin söküğünü dikiyordu ki, iğnesini düşürdü elinden.
O anda gün gibi aydınlandı kulübe.
İğneyi kolayca görüp aldı.
Ama çok utanmıştı.
Yüzünü ellerliyle kapatarak;
- Affet yâ Rabbî, ben buna lâyık değilim, dedi.
Ve ağladı hayâsından.
NE DERDİ VAR ACABA?
Bir komşusu anlatıyor:
Ben her gün akşam eve vardığımda, ağlama seslerini işitirdim komşumuzun.
Kendi kendime; "Acaba ne derdi var ki böyle ağlıyor?" der, sabah uyandığımda, yine ağladığını duyardım.
Bir gün, hanımından;
- Komşunun ne derdi var? diye sordurdum.
Cevabında;
- Bizim bey, hep ölümü düşünür. Akşam olunca; "Sabaha çıkar mıyım?" diye düşünüp ağlar. Sabah olunca da; "Akşama çıkar mıyım?" der, yine ağlar, dediler.
EN ZOR İŞ NEDİR?
Bir gün sevdiklerine;
- Bu dinde en zor iş nedir, biliyor musunuz? diye sordu.
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
Buyurdu ki:
- Bu dinde en zor iş, "doğru yol"u bulduktan sonra o yoldan hiç ayrılmamaktır. Nitekim Hud suresinde, Peygamber Efendimize "aleyhissalâtü vesselâm"; "Emr olunduğun doğru yolda sabit kadem ol. O yoldan ayrılma!" mealindeki âyet-i kerîme inince, Efendimiz aleyhisselâm; "Hud suresi, sakalıma ak düşürdü" buyurmuşlardır.
www.gonulsultanlari.com