Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Gözüm görmesin
28.06.2010
Halîfe Harun Reşid, bir gün Ebû Yusuf hazretlerine;
- Gel, seninle Davud-u Tai hazretlerini ziyarete gidelim, dedi.
Ve birlikte gidip kapıyı çaldılar.
Fakat açılmadı kapı.
Halîfe kendisini tanıtıp tekrar çaldı.
Yine açılmadı.
Yaşlı annesi;
- Evlâdım sultan kapına gelmiş, açıp içeri alsana, dedi.
Cevaben;
- Mazur gör anne. Dünya ehli birini görmek istemiyorum, buyurdu.
- Neden oğlum?
- Dünya adamlarını görünce, kalbim kararıyor.
Annesi ısrar edince açtı kapıyı.
Ama o girince;
- Gözüm dünya ehli birini görmesin! deyip söndürdü kandilini.
DOĞRU ÎMÂNIN KIYMETİ
Bir gün cemaatine;
- Doğru îmâna kavuşan birine, dünyanın bütün dertleri gelmiş olsa, bu nîmet yanında hiç ehemmiyeti yoktur, buyurdu.
Ve izah etti:
- Mesela insanın alnına "bir sinek" konsa, bu, büyük sıkıntı mıdır o kimse için?
- Değildir elbet, dediler.
- Peki, çok zengin bir kimse, "birkaç kuruş" kaybetse, ne çıkar?
- Hiç.
- İşte bütün dünya sıkıntıları birleşip, bir Müslümanın üzerine gelse, bütün bu sıkıntılar, o mümin için, alnına konduğu "bir sinek" veya o zenginin kaybettiği "birkaç kuruş" gibidir ki, elbette üzülmeye değmez, buyurdu.
Ve ekledi:
- Ehl-i sünnet bir Müslüman, dünyanın en şanslı, en bahtiyar insanıdır. O halde gülmelidir o. Neş'eli olmalıdır. Asık suratlı olmak yakışmaz ona
www.gonulsultanlari.com