Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Kim kaldırabilirse…
13.07.2010
Maruf-i Kerhi hazretleri, hayâtı müddetince, müslim, gayr-i müslim, herkese iyilik ederdi.
Bunun için vefatını duyan gayri müslimler, cenazesine gelip;
- O, bizdendi, dediler.
Ve cenazeyi kendi kabristanlarına götürmek istediler.
Karşı taraf râzı olmadı.
Münakaşa gittikçe sertleşiyordu ki, yakınlarından biri araya girip;
- Bu hususta kendisinin bir vasiyeti var, dedi. O, sağlığında; "Cenazemi kim yerden kaldırırsa, bilin ki Maruf onlardandır" demişti bize.
Bunu duyan yahudiler sarıldılar cenazeye.
Ama kaldıramadılar.
Hıristiyanlar denedi, kaldıramadı.
Ama Müslümanlar tutunca kuş gibi hafifledi cenaze.
Kolayca kaldırıp "İslâm mezarlığı"na defnettiler.
KALBİN NURLANMASI İÇİN
Bir gün, bu zâta gelip;
- Kalbimizin nurlanması için ne yapalım? diye sordular.
Cevabında;
- Kızdığınız kimseye duâ edin, buyurdu. Kalbi en ziyade nurlandıran şey budur.
- Ama bu, çok zor efendim.
- Evet zor. Ama marifet, zoru başarmaktır.
TASAVVUF NEDİR?
Bir gün de bir talebesi;
- Tasavvuf nedir efendim? diye sordu.
- Tasavvuf, ehemmi mühimme tercih etmektir, buyurdu.
Ve izah etti bunu:
- Yâni vakti, zamanı en faydalı şeylere harcamaktır, evlâdım. Daha önemli olanı, az önemli olana tercih etmek, çok önemli olanı önce yapmaktır.
www.gonulsultanlari.com