Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Kuşu serbest bıraktı
20.07.2010

Süfyan-ı Sevri "rahime-hullahü teâlâ", Evliyânın büyüklerindendir.
Herkese karşı çok şefkatliydi.
Hatta hayvanlara bile.

Bir gün çarşıya çıkmıştı.
Kafeste bir kuş görüp, acıdı hayvana.
Kafes kuşlarından değildi.

Onu satın alıp serbest bıraktı.
O kuş, her gece, bu zâtın penceresine gelip konar, namaz kılarken Onu seyrederdi.

NİÇİN ÇOK İBÂDET YAPIYORSUN?

Bir gün de arkadaşları gelip;
- Ey Süfyan! Niçin bu kadar çok ibâdet yapıyorsun? diye sordular.

Onlara şunu anlattı:

Müminler Cennete girdiğinde, çok parlak bir nur görürler ki, Cennetin her yerini kaplamıştır.
Cemal-i ilâhînin nuru zannedip, ona tazim olarak secdeye kapanırlar.
Ancak zannettikleri gibi değildir.

Melekler onlara;
- Başınızı kaldırın! Bu nur, Hak teâlâ'ya ait bir nur değildir, derler.

- Ya nedir? deyince;
- Bir huri, sahibinin yüzüne güldüğü vakit hasıl olan bir nurdur, derler.

RESÛLULLAHI SEVİYOR MUSUN?

Bu zât, nasihat isteyen bir gence sordu:
- Resûlullah aleyhisselâmı seviyor musun oğlum?
- Tabii efendim, seviyorum.

- Peki Onun sünnetine, yâni İslâmiyete uyuyor musun?
- Tam uyamıyorum efendim.

Buyurdu ki:
- Resûlullahın "aleyhissalâtü vesselâm" getirdiği İslâm dînine uymayanın, "Onu seviyorum" sözü doğru olmaz evlâdım.

- Uymadan sevilmez mi yâni efendim?
- Hayır. Sevgi, itaat ister. İtaat etmeyen, sevmiş olmaz.


www.gonulsultanlari.com