Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Gıybet çok fena şey
21.07.2010

Süfyan-ı Sevri hazretlerine bir gün;
- Efendim, Peygamber Efendimiz "aleyhissalâtü vesselâm", mealen; "Çok et yenen hâneden, Rabbimiz nefret eder" buyurmuş. Burada kastedilen hâneden murat nedir? diye sordular.

Cevabında;
- Bu ev, içinde gıybet yapılan hânedir, buyurdu.

Bir gün de sevdiklerine;
- Kardeşlerim, insanlar bir meydana toplansa ve bir kimse onlara; "Ey insanlar! İçinizde bu gün akşama çıkacağını bilen var mı?" diye sorsa, buna doğru cevap verecek kimse çıkar mı? diye sordu.

Dinleyenler;
- Çıkmaz efendim, dediler.

Buyurdu ki:
- Hâl böyle iken, aynı insanlara bu defa; "Peki, içinizde ölüme hazır olan var mı?" diye sorulsa, yine cevap veren çıkmaz. Bu, size garip gelmiyor mu?

ÂH, YER YARILSA DA…

Bir gün de sevdiklerine;
- Kardeşlerim, bir Müslüman, dînimizin her emrine uysa, ama gönlünde "dünya sevgisi" olsa, o kul, mahşer gününde çok mahcup hale düşer, buyurdu.

- Neden efendim? dediler.
- Çünkü o kimse mahşer ehli arasından çıkarılır. Sonra bir melek, o kimseyi göstererek; "Ey insanlar! Bu, falan oğlu filândır ki, kalbinde dünya sevgisi vardır. Halbuki Hak teâlâ, halkettiği günden beri ona hiç kıymet vermemiş ve sevmemiştir!" diye nida eder.

Ve ilave eder:
- İşte ey ehl-i mahşer, Hak teâlânın sinek kanadı kadar sevmediği dünyayı, bu kişi, bir ömür boyu sevmiş ve kıymet vermiştir.

O kimse, öyle utanır ki, "Âh, yer yarılsa da içine girsem" diye temenni eder.


www.gonulsultanlari.com