Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Niçin ağlıyorsun?
2.08.2010
Cüneyd-i Bağdâdî "kuddise sirruh", Evliyâ-yı kirâmın büyüklerindendir.
Dayısı ve hocası Sırri-yi Sekati hazretlerinin derslerinde yetişip, zamanının kutbu oldu.
Yedi yaşında iken, bir gün mektepten gelip babasını ağlarken görünce sordu:
- Babacığım, niçin ağlıyorsun?
- Oğlum, dayın Sırri'e biraz zekât yolladım, almamış. Zaten bir kaç gümüştü gönderdiğim.
- Buna mı ağıyorsun?
- Evet yavrum. Ağır geldi bu bana. Şöyle ki, bir ömrümü, Allah adamlarının, hem de ihtiyacı varken kabul etmediği şu birkaç gümüş için tükettiğime ağlıyorum.
Cüneyd;
- Üzülme babacığım, dedi. Ben bu işi hallederim.
- Nasıl halledeceksin oğlum?
- Kolay babacığım, dedi.
Ve o gümüşlerle gidip dayısının kapısını çaldı.
Dayısı sordu içerden:
- Kimsiniz?
- Ben Cüneydim dayıcığım. Şu gümüşleri lütfen al.
Dayısı kapıyı açmadan;
- Hayır almam, dedi.
- Dayıcığım, adalet edip babama emreden ve ihsan edip seni serbest bırakan Allah için al, dedi.
Sordu içerden:
- Babana ne emretti, bana ne ihsan eyledi?
- Babama, çok mal ve para verip, zekât vermesini emretmekle adalet eyledi.
Seni de fakir yapıp, zekâtı alıp almamakta serbest bırakarak ihsan eyledi.
Yedi yaşındaki Cüneyd'in bu cevap çok hoşuna gitti dayısının.
Hemen kapıyı açıp;
- Ey yeğenim, gümüşlerden önce seni kabul ettim, dedi ve içeri aldı onu.
Gümüşleri kabul etti.
Gözlerinden öptü.
Ve çok duâlar etti kendisine.
www.gonulsultanlari.com