Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
İmtihan etmek istedi, ama…
16.08.2010
Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin sohbetine devam eden bir kimse, bir ara şüpheye düştü bu Velî hakkında.
"Gerçekten Velî midir?" diyordu kendi kendine. Ve imtihana karar verdi bu Allah dostu'nu.
Huzuruna gelip İslâmiyetten bir şey sordu.
"Bakalım bilecek mi?" diyordu içinden.
Ancak Büyük Velî;
- Bizi imtihan edeceğine, keşke kendini imtihan etseydin. insan, kendi ayıp ve kusurunu görebilse, başkasının kusurunu görmeye vakit bulamaz, buyurdu.
Ve ekledi:
- Sen bizi imtihan etmekle yolumuzdan ayrıldın. Nereye gideceksen, çık git aramızdan!
O anda, simsiyah oldu adamın yüzü.
Yaptığı hatâyı anladıysa da, iş işten geçmişti artık.
Zira kırılmıştı ona o büyük zât.
Bir Allah adamı'nın kalbini kıranın iflah olmayacağını iyi biliyordu halbuki.
Çok pişman olup, tövbe istiğfar etti.
Gidip, Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinden af diledi.
O, merhamet edip affedince, simsiyah olan yüzü beyaz oldu yine.
RÛHUN GIDASI NEDİR?
Bir gün de sohbetinde;
- Bedenimiz, topraktan yaratıldığı için, onun gıdası topraktan çıkan şeylerdir, buyurdu. Ama ruh, nûrânî bir varlıktır. Bedenin gıdasından tad almaz.
Sordular:
- Ruh neden tad alır efendim?
- Mânevî şeylerden.
- Onlar nelerdir efendim?
- Önce îmân etmek'tir. Sonra namaz'dır, oruç'tur, Evliyâ sohbeti'dir. Sonra İslâmiyeti öğrenmek ve Kur'ân-ı kerîm okumak'tır. Gıdası verilmezse ruh ölür.
- Rûhun ölmesi ne demektir efendim?
- Kâfir olmasıdır mazallah.
www.gonulsultanlari.com