Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Allah'ın kullarını irşad et!
9/27/2010

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri bütün ilimleri bitirince Resûlullah Efendimizi gördü rüyasında.

Efendimiz aleyhisselâm Onun ağzını mübarek eliyle sıvazlayıp;
- Ey oğlum, Allah'ın kullarını hikmetli sözlerinle irşad et! buyurdu.

Bu emir üzerine sohbete başladı.
Bir gün bir yerden geçerken, iki kimseyi, münakaşa ederken gördü.
Biri hıristiyan, öteki Müslümandı.

Onlara yaklaşıp;
- Niçin münakaşa edersiniz? diye sordu.

Müslüman arz etti:
- Efendim, bu kimse; "Bizim Peygamberimiz, sizinkinden üstündür" diyor. Ben ise; "Bizim Peygamberimiz daha üstündür" diyorum.

Mübarek zât, hıristiyana döndü:
- Sen bu iddianı nasıl isbat edeceksin?
- Bizim Peygamberimiz ölüyü diriltirdi, onun için o daha üstündür.

- Ey kişi, ben peygamber değilim. Sadece o Resûl'ün ümmetinden biriyim. Ben ölüyü diriltirsem, Müslüman olur musun?

- Diriltirsen, olurum.
- Öyleyse çok eski bir kabir göster bana.

Yakındaki kabristana gittiler.
Hıristiyan çok eski bir kabir gösterip;
- İşte şu mesela, dedi.

Büyük Velî, o kabrin başına gelip;
- Burada yatan, şarkıcı bir kadındır. İstersen şarkı söylerken dirilteyim, buyurdu.
- Tamam, şarkı söyleyerek dirilsin.

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri o mezara hitâben;
- Allah'ın izniyle kalk! diye seslendi.

O anda, kabir boydan boya yarıldı ve bir kadın doğruldu kabir içinden.
Hem de şarkı söyleyerek.

Bir müddet öyle kalıp, kabre girdi tekrar.
Adam, bunu görünce, kelime-i şehâdet getirip, müslüman oldu.


www.gonulsultanlari.com