Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Suyumuzdan içsinler
28.09.2010
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri zamanında Bağdat'ta bir taun hastalığı yayılmıştı.
Her gün, yüzlerce insan ölüyordu.
Bağdat'ın ahalisi, Gavs-ül azama gelip;
- Efendim, bize bir yol gösterin, mahvolduk, dediler.
Cevabında;
- Bu illetin şifâsı, medresemizin önündeki otlarda vardır, buyurdu.
Gerçekten şifâ oldu o otlar.
Ancak otlar bitmişti.
Tekrar bu büyük Velî'ye gelip;
- Efendim, otlar iyi geldi ama malesef ahâlinin hepsine kâfi gelmedi. Şimdi ne yapalım? dediler
- Avlumuzdaki çeşmenin suyundan içenler de, şifâya kavuşurlar, buyurdu.
Gerçekten o sudan kim içtiyse kurtuldu taundan.
Herkes şifâya kavuşmuştu.
İHLÂSLA İBÂDET EDERSEK
Bir gün de sohbetinde;
- Bir insan ihlâsla ibâdet ederse, cenâb-ı Hak onun dünyada işlerini kolaylaştırır, kabirde ona acır, âhirette affeder, buyurdu.
Sordular:
- Ya ihlâsı kaybedersek efendim?
Buyurdu ki:
- O zaman çok sıkıntı çekeriz âhirette.
KENDİ HATÂNIZI GÖRÜN
Bir gün de;
- Başkalarının hatâ ve kusurlarını araştırmayalım. Kendi kusurlarımıza bakalım, buyurdu.
Sonra cemaate dönüp;
- Niçin? diye sorun bakalım, buyurdu.
- Niçin efendim? dediler.
Buyurdu ki:
- Çünkü başkasının günahından biz mesul değiliz. Bize, bizim günahlarımız sorulacak.
www.gonulsultanlari.com