Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Kendini sahrada buldu
1.10.2010
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, bir gün talebeleriyle sohbet ediyordu ki, gencin birinin abdest tazelemesi icab etti. - En ahmak olanı kimdir efendim?
Ancak çıkmak hayli zordu.
Zira izdiham vardı camide.
Gavs-ı âzam anladı talebenin sıkıntısını.
Ona bir nazar edince, genç bir sahrada buldu kendini.
Hem de bir çeşme başında.
"Bu, hocamın bir kerameti" dedi içinden.
Çeşmeden abdest alır almaz kendini camide buldu yine.
Gördü ki, Gavs-ül âzam vaz ediyor.
Başladı dinlemeye.
ACELE AŞAĞI İNDİ
Bir gün de Gavs-ül âzam hazretleri camide sohbet ediyordu ki, bir ara durdu ve hızla aşağı indi kürsüden.
Ayakta el bağlayıp, edeble durdu.
Sonra çıkıp devam eti sohbete.
Cemaat bunu görüp bir şey anlamamışlardı.
Önde oturanlardan biri;
- Efendim, biraz önce ne oldu ki, kürsüden acele aşağı indiniz? diye sordu.
Cevaben;
- Resûlullah Efendimiz'i gördüm. Ondan hayâ edip, hızla yere indim. Bazı şeyler buyurup giderken; "Çık yerine, vazına devam et!" buyurdular.
Emre uyarak tekrar çıktım.
EN AKILLI İNSAN
Bir gün de gencin biri;
- İnsanların en akıllısı kimdir efendim? diye sordu bu zâta.
Büyük Velî;
- Ölüme hazırlanandır, buyurdu.
- Dünyaya düşkün olandır.
- Peki, en zengini kimdir efendim?
- Kanaat edendir.
www.gonulsultanlari.com