Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Bir anda yetmiş yerde
2.10.2010
Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerini, bir Ramazan gününde yetmiş kişi iftara çağırdılar. Hem de aynı günde.
Ve birbirlerinden habersiz.
Büyük Velî, herbirine;
- Peki, inşallah gelirim, buyurdu.
Ve hepsinin davetine gidip, hoş etti kalblerini.
Ertesi gün hadise meydana çıktı.
Şöyle ki, o yetmiş kişinin herbiri; "Hocamız dün iftarı bizim evde yaptı" diyorlardı.
Nitekim bunlardan ikisi karşılaştı o gün.
Bir tanesi çok sevinçliydi.
Öbür kimseye;
- Biliyor musun, Geylânî hazretleri dün iftarda bize teşrif etti, diyerek sevincini bildirdi.
Öbürü şaşırdı:
- Nasıl olur, hazret dün iftarda bizdeydi.
- Hayır, bizdeydi.
Velhasıl akıl erdiremediler bu işe.
En nihâyet hizmetçisine gidip;
- Dün, iftarı hocamız nerede yaptı? diye sordular.
Hizmetçi;
- Hiçbir yere gitmedi.
- İftarı nerde yaptı peki?
- Burada, birlikte yaptık.
İYİ İNSAN KİMDİR?
Bir gün de;
- İyi insan kime denir efendim? diye sordular bu zâta.
Cevabında;
- İyi insan, kimseyi incitmez, zarar vermez. Bilakis herkese faydalı olur, buyurdu.
Ve ekledi:
- İyi insan, diğer insanlardan çok sıkıntı görse de, yüzünü ekşitmez ve sabreder. Kötülük yapana da, iyilik eder. Zira onun içinde, kemlikten eser yoktur. Nitekim büyüklerimiz; "Her kaptan içindeki dışına sızar" buyurmuşlardır.
www.gonulsultanlari.com