Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Nur çıkardı ağzından
16.10.2010

Ebül Hüseyin Nuri hazretleri, Evliyânın büyüklerindendir.
Allahü teâlâdan çok korkuyordu.
Karanlıkta bir defa Allah deseydi, ağzından bir nur çıkar, orayı aydınlatırdı.

Küçük kulübesi vardı.
Geceleri oradan nur şulesi çıkardı gökyüzüne.

Firaset nuru ile konuşup insanların gönlünü nurlandırdığı için "Nuri" lakabı verilmiştir kendisine.
Her gün, birkaç ekmekle dükkanına gider, fakat yolda fakirlere dağıtırdı o ekmekleri.

Kendisi yemez, bu hâlini de hiç belli etmezdi.
Nitekim evdekiler dükkanda, dükkandakiler ise evde yedi zannederlerdi.
Bu hâli, tam yirmi sene devam etti.

KURTARANA BİN ALTIN!

Çarşının girişinde bir gün yangın çıkmış, bir dükkanda iki çocuk alevlerin içinde kalmıştı.
Çocuklar, "İmdaaat!" diye bağırıyor, ama alevlerin arasına girmeye kimse cesaret edemiyordu.

Çocukların ustası;
- Ey ahali! Bu yavruları kurtarana, bin altın vereceğim! diye bağırdı esnafa.

O anda, Ebül Hüseyin Nuri hazretleri oradan geçiyordu ki, tehlikeyi görüp girdi dükkana.
Ve çıkardı o çocukları ateşlerin arasından.

Kurtulmuştu çocuklar.
Usta, sözünde durdu.
Bir kese içinde bin altın'ı takdim etti bu büyük Velî'ye.

Ancak O, kabul etmedi ve;
- Bu ateşten kurtulmak mühim değil, buyurdu.

- Ya ne mühimdir efendim? dediler.
- Asıl Cehennem ateşinden kurtulmak mühimdir. Zira o ateş hem çok daha şiddetli, hem de sonsuzdur, buyurdu.


www.gonulsultanlari.com