Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Niçin ağlıyorsun?
25.10.2010
Huzeyfe-i Mer'aşi hazretleri ile talebesi Hubeyret-ül Basri hazretleri, gayr-i müslim bir köye gelmişlerdi bir gün.
Kalabalık bir gurup onları karşıladılar.
O anda garip birşey oldu.
Bu zât başladı ağlamaya.
İnsanlar merak edip;
- Niçin ağlıyorsunuz? dediler.
- Günahlarıma ağlıyorum, buyurdu.
- Allahü teâlâ affeder, bilmiyor musun?
- Evet biliyorum.
- Öyleyse?
- Evet, Allahü teâlânın merhameti çoktur, affeder. Ama unutmayın ki, azabı da şiddetlidir. Bu azabtan kurtulmaya elimde senedim yoktur, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Kur'ân-ı kerîminde mealen; "İnsanların bir çoğu, Cehennemde yanacaktır" buyuruluyor. Bilmiyorum ki ben de onlara dahil miyim? Bir kısmı da, Cennete girecekler, ama ona girmek için de elimde beratım yoktur. Velhasıl Cennete mi girerim, yoksa Cehenneme mi? Henüz belli değilken, ağlamamak elde mi? İşte bu sebepten ağlıyorum, buyurdu.
Ve özetledi:
- Dünya'da ağlamayan, âhiret'te ağlar.
Bu defa insanlar;
- Yâ Hübeyr, sen böyle dersen, başkalarına nasıl yol gösteriyorsun? dediler.
Bunu işitince, "Eyvaah!" dedi.
Ve yıkılıp yere düştü kederinden.
Bayılmıştı.
İnsanlar etrafında toplandılar.
Merakla bekliyorlardı ki,
O sırada, gaibten;
- Ey Hübeyre! Biz seni dost edindik. Ölünce, ebediyyen Cennette olacaksın! diye bir ses işitildi.
Üçyüzden fazla kâfir, işitti bu sesi,
Çok duygulandılar.
Kalpleri islâma meyletti.
Birlikte "kelime-i şehâdet"i söylediler
Ve hepsi îmânla şereflendiler.
www.gonulsultanlari.com