Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Dört kutup'tan biridir
29.10.2010
Seyyid Ahmed Rıfai hazretlerinin yeğeni Hasan Alî şöyle anlatıyor:
Bir gün dayımın hususi odasının önünde otururken, hiç tanımadığım birini gördüm içerde.
Dayımla gizli birşeyler konuşuyorlardı.
Sonra o kişi izin alıp gitti.
Merak edip;
- Dayıcığım, o zât kimdi? diye sordum.
- Dört kutup'tan birisiydi, dedi.
- Niçin gelmiş dayıcığım?
- Bu kişi deniz kenarında oturur. Geçen gün, zihninden bir düşünce geçirince, kutupluk vazifesi alındı kendisinden. Hatâsını anlayıp tövbe etti. Bizden duâ almaya gelmiş. Duâ ettik. Memnun olup gitti.
- Peki, affoldu mu dayıcığım?
- Evet, affedilip eski vazifesine iade edildi.
- Merak ettim dayıcığım, zihninden ne geçirmiş ki, kutupluktan alınmış?
- Geçenlerde üç gün devamlı yağmur yağdı denize. Bunu görünce, içinden; "Çöllerdeki insanlar bir damla suya muhtaçken, denize yağmur yağıyor" diye düşünmüş.
Dayımın yanından ayrılınca, o zâtı gördüm.
Yanıma gelip;
- Bir şey rica etsem yapar mısın? dedi.
- Yaparım, dedim.
Cebinden bir urgan çıkarıp;
- Şu ipi boynuma geçir ve beni yerlerde sürükleyerek; "Ey insanlar! Allahü teâlâya karşı gelenin hâli işte böyledir. Bu, Allah'ın işine itiraz etti. İşlediği suça karşılık bu ceza az bile" diye bağır, dedi.
Bunu yapmak, çok zordu.
Ama söz vermiştim.
Tam dediği işi yapacaktım ki, kalbime; "Yapma yâ Hasan Alî! Çünkü o tövbe etti ve affedildi. Gökteki melekler bile onun için ağladılar, Allahü teâlâ da ondan hoşnut oldu" diye ilham geldi. Bunun üzerine yapmadım dediğini.
www.gonulsultanlari.com