Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Ebül Vefa'nın haberi olmasın
20.11.2010
Ebül Vefa hazretleri, bütün talebesiyle birlikte Bağdat'tan çıkıp, yurduna dönmeye karar vermişti.
Hazırlıklarını yapıp gemiye bindiler.
Sultan da uğurlamak için rıhtıma gidecekti. Ancak gitmeden önce katibini yanına çağırıp;
- Falan falan köylerin gelirlerini Ebül Vefa hazretlerine kaydet, diye emretti.
Bu hususta bir de ferman yazdırıp bir memuruna verdi ve;
- Bundan Ebül Vefa hazretlerinin haberi olmasın! dedi.
Memur, fermanı alıp koydu cebine.
Sonra rıhtıma gidip, Ebül Vefa hazretlerine; "İyi yolculuklar" temennisinde bulundular.
Yolcular birer ikişer bindiler gemiye.
Ebül Vefa hazretleri de bindi.
Ancak gemi hareket etmiyordu bir türlü.
Ebül Vefa hazretleri, niçin gitmediğini anlayıp, o memura;
- Cebindekini çıkar! buyurdu.
Memur da;
- Peki efendim, deyip çıkardı fermanı cebinden.
Ve hürmetle takdim etti büyük zâta.
O alıp okuyunca yırttı ve suya attı.
O anda, gemi harekete başladı.
ÇOCUĞUMUZ OLMUYOR
Bir gün, bu zâtın bir komşusu gelip;
- Efendim, on yıllık evliyiz. Fakat çocuğumuz olmuyor. Bize ne tavsiye edersiniz? diye sordu.
- Tövbe edin, buyurdu cevabında.
Adam şaşırdı:
- Niye tövbe edelim ki hocam?
- Siz çocuk istemiyor musunuz?
- Evet efendim, hem de çok.
- Öyleyse tövbe edin.
- Hiçbir şey anlamadım efendim.
- Kardeşim, tövbe istiğfar, öyle bir anahtardır ki, her kapıyı açar. Cenâb-ı Hak mealen; "İstiğfar ederseniz, imdadınıza yetişirim" buyuruyor.
www.gonulsultanlari.com