Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Gülüp eğleniyorlardı
23.11.2010
Bir gün, Ebül Vefa hazretleri, bazı talebesiyle Dicle kenarına gitti.
Orada talebesiyle sohbet ediyordu ki, karşıdan bir geminin geldiğini gördüler.
Bazı gençler, gemide gülüp eğleniyor, sesleri tâ onlara ulaşıyordu.
Talebeler kızdılar içlerinden.
Hocalarına dönüp;
- Efendim, şunlar ne gafil ve hayâsız kimseler. Duâ buyurun da, Allahü teâlâ onları kahretsin, dediler.
Ebül Vefa hazretleri elerini kaldırıp;
- Yâ Rabbî, sen onları affeyle! diye duâ etti.
Ayrıca da;
- O kulların şimdi nasıl neş'elilerse, âhiret'te de böyle neş'eli olsunlar, diye yalvardı.
Talebeler şaşırdılar.
Hatta mahcup oldular az önceki temennilerinden.
Zira yanlış düşündüklerini anlamışlardı.
Nitekim biraz sonra anlaşıldı hikmeti.
Eğlenen o gençler çıktılar gemiden.
Ve doğruca bu zâtın huzuruna gelip, ağlayarak tövbe ettiler.
Özür dilediler hatta.
Dönüp giderlerken, talebeden biri arkalarından yetişip;
- Size ne oldu ki, az önce gülüp eğlenirken, şimdi ağlayarak tövbe ettiniz? diye sordu.
Gençler, bu büyük zâtı göstererek;
- Bu zâtın sebebiyle oldu, dediler.
- Hayırdır, ne oldu ki?
- Biz uzaktan Onu görünce, içkilerimiz "Su"ya çevrildi. Çalgı aletlerimiz bozulup çalmaz oldu. Hatta geminin her yeri "Nur"la doldu. Dikkat ettik, bu nurlar, hep o zattan yayılıyordu, dedi.
O talebe;
- O bizim hocamızdır. Az önce sizin için duâ etti, dedi.
Onlar bunu öğrenince geri döndüler.
Ve tekrar elini öperek, talebesi olmakla şereflendiler.
www.gonulsultanlari.com