Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Bir duâsı kâfiydi
27.11.2010

Seyyid Ebül Vefa hazretleri, bir köye uğramıştı.

Köylülerden biri yanına gelerek;
- Efendim, bu köyde âlim bir zât var ki, herkes onu çok sever ve saygı duyarlar. O benim babamdır ve şu anda çok hastadır. Ayağa kalkamıyor. Bir ziyaret etseniz, diye istirham etti.

Büyük Velî kabul edip vardı hastanın yanına.
Biraz konuşunca, "bozuk bir itikad"a saplanmış olduğunu anladı.

Çok üzülüp, kendisine:
- Hastalıktan şifâ bulursan, bu bozuk itikattan dönecek misin? diye sordu.

Adam cevaben;
- Evet döneceğim, dedi.

Ebül Vefa
hazretleri memnun oldu.
Kalktı ve iki rekat namaz kılıp, şifâ bulması için duâ etti.

Sonra ihtiyarın kolundan tutarak;
- Haydi, Allah'ın izniyle kalk! buyurdu.

Hiç hastalığı yokmuş gibi ayağa fırladı yaşlı adam.
Sapasağlam olmuştu.

Ebül Vefa
hazretleri;
- Az önceki sözünde durmazsan, bu hastalık tekrar gelir sana, haberin olsun, buyurdu.
Ve ayrıldı o evden.

Aradan birkaç sene geçti.
Yine aynı köyden gelip çağırdılar bu büyük Velî'yi.
Zira adam sözünde durmamıştı.

Ve tekrar yakalanmıştı aynı hastalığa.
Ancak Ebül Vefa hazretleri gitmedi bu defa.

Gelen kişiler;
- Niçin gelmiyorsunuz? dediler.

Büyük Velî cevaben;
- Ben ona söylemiştim. Demek ki, o kendi zararına râzı olmuş. Böyleleri merhamete lâyık değildir, buyurdu.

Ve ekledi:
- Velî'nin attığı ok, yayından çıkınca geri dönmez.


www.gonulsultanlari.com