Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Kabirde azab vardı
12.12.2010

Adiyy bin Müsafir hazretleri, bir gün yanına sevdiği birini alarak kabir ziyaretine gitti kabristana.
Bir mezarın başında durdu ve;

- Bu mevta, bizden yardım istiyor. Zira kabrinde azab var. Duâ etmemiz için bize yalvarıyor, buyurdu.

Yanındaki de kalb gözü açık biriydi.
Nitekim kabre teveccüh ettiğinde, siyah bir duman'ın çıktığını gördü mezardan.
Adiyy hazretleri duâ etti.

Affedilmesi için yalvardı Allahü teâlâya.
O esnada o siyah duman dağıldı ve kayboldu tamamen.

Büyük Velî sevinçli olarak;
- Çok şükür, cenâb-ı Hak bu mevtanın günahlarını affetti. Zira az önce azap görürken, şimdi azabtan kurtuldu, buyurdu.

Sonra ismiyle hitâb edip;
- Ey Hüseyin! Hâlin nasıldır? diye sordu.

Kabirden ses geldi:
- Ey Adiyy bin Müsafir! Çok şükür sayenizde azabım kaldırıldı. Hâlim iyidir. Size çok teşekkür ederim, diyordu.

AYAKKABISI YOKTU AMA

Bir gün de, bir kimse ile sefere çıkmıştı.
Bir müddet sonra çok dikenli bir yerde yürümeye mecbur oldular.

Ancak ayağında ayakkabı yoktu bu büyük zât'ın.
Yol arkadaşı çok üzüldü.

Kendi kendine; "Benim ayakkabım varken yine de ayaklarım rahatsız oluyor dikenlerden. Bu zât ise yalınayak yürüyor. Nasıl oluyor da hiç rahatsız olmuyor" diye düşündü.
Merak ediyordu bu işi.

O anda açıldı kalb gözü.
O gözle baktı bu kere.
Gördü ki, ayakları yere temas etmiyordu.
Nur'dan bir şey üstünde yürüdüğünü görüp, merakı zail oldu.


www.gonulsultanlari.com