Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Cehennem ateşine dayanamam!
14.01.2011

Hazret-i Ebû Bekr'in radıyallahü anh bir hizmetçisi vardı ki, mutfak masraflarını görüyordu Halîfenin. Bâzan da kendi parasından harcar, sonra hesaplaşırlardı.

Halîfe hazretleri her sofraya otururken;
- Bu yemeğin parasını nereden temin ettin? diye sorardı.
Helâlden olduğunu öğrenince, gönül rahatlığıyla yerdi.

Bir akşam eve yorgun gelmişti.
Hizmetçisi yemeğini getirdi.
O da hemen başladı yemeye.

Henüz bir lokma yemişti ki, hizmetçi mânâlı mânâlı Ona bakıp;
- Bir şey sormıyacak mısınız? dedi.

Halîfe hatırlayıp;
- Unuttum. Söyle bakalım nerden temin ettin bu yemeğin parasını?

Hizmetçi;
- Câhiliyye zamanımda para karşılığında raksedip oynar, insanları eğlendirirdim. O günlerden kalan bir alacağım vardı, bu gün onu tahsil ettim, dedi.

- Bunu o parayla mı hazırladın?
- Evet efendim.

Halîfe bunu duyunca cok üzüldü.
Kederinden başladı ağlamaya.
Fırlayıp koştu lavaboya.

Parmağını boğazına sokup güçlükle çıkardı o lokmayı. Öyle zahmet çekti ki, ev halkı ölüyor zannettiler.

Bu yüzden telâşlanıp;
- Bir lokma için değer miydi bunca zahmete, nerdeyse ölüyordun, dediler.

Hazret-i Ebû Bekir;
- Siz ne diyorsunuz. O lokma haramdan kazanılmış. Resûlullahtan işittim. Haram yiyenlere Cennet haramdır buyurmuştu. Bu zahmet, Cehennemde yanmaktan çok hafif kalır, buyurdu.

Sonra ellerini kaldırıp;
- Yâ Rabbî! Elimden gelen budur. Midemde kalan zerrelerden sana sığınıyorum. Beni affet. Ben âciz ve zayıf bir kulum. Cehennem ateşine dayanamam, diye yalvardı Rabbine.


www.gonulsultanlari.com