Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Yarın gel, cevabını al
16.01.2011
İmâm-ı âzam hazretleri rahmetullahi aleyh bir gün evden çıkıp çözdü atını.
Bir yere gidecekti.
Bir ayağını üzengiye koymuştu ki, bir genç gelip bir şey sordu kendisinden.
Hazret-i İmâm, öteki ayağını diğer üzengiye koyarken;
- Evlâdım, Kur'ân-ı kerîmi baştan sona taradım, bu suale cevap bulamadım. Yarın gel, cevabını al, buyurdu.
O genç geldiğinde, içtihat yaparak cevapladı sualini.
NÛMÂNIN KÖLESİ
İmâm-ı âzam hazretleri zamanında Vâsıt vilâyetinde bir kimse vardı ki, Nûman'ın kölesi diye tanınmıştı halk içinde.
Bir gün tanıdıkları;
- Bu isim nasıl konuldu? diye sordular.
Şöyle anlattı:
Annem, beni doğururken vefat etmiş.
Ben annemin karnında kalmışım.
Bu duruma, cenazeyi yıkarken vâkıf olmuş insanlar. Annemin karnında hareket edişimden
anlamışlar karnında bebek olduğunu. Telaşla İmâm-ı âzam hazretlerine koşup;
- Efendim, hal vaziyet böyledir, ne yapalım? diye sormuşlar.
Hazret-i İmâm;
- Annesinin karnını sol tarafından yarıp çocuğu alın, çocuk oradadır, buyurmuş.
Cerrah da öyle yapmış.
Beni oradan almışlar.
Sonra annemi defnetmişler.
İşte böyle, ben o büyük İmâm'ın fetvasıyla hayata gelmişim, dedi.
Ve ekledi:
- Düşünsenize, bu hâli Ona sormayıp da, annemi öylece, yâni karnında ben varken defnetselerdi, ben şimdi hayatta olabilir miydim? Velhâsıl ben, hazret-i İmâm'ın âzatlı kölesiyim. Bunun için bu isim verilmiş bana.
www.gonulsultanlari.com