Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Ben kendi evime giderim
3.02.2011

Ömer bin Abdülazîz hazretleri halîfe olunca, önüne saltanat atlarını getirdiler.
- Nedir bunlar? dedi.
- Hilâfete mahsus atlardır efendim. Lütfen binin, sizi hilâfet konağına götürelim, dediler.

Cevâben;
- Lüzum yok, ben kendi atımla kendi evime giderim, buyurdu.
Evine gidince hizmetçisi karşıladı.

Kendisini düşünceli görünce;
- Efendim kederli bir hâliniz var, sebep nedir acabâ? diye sordu.

Halîfe hazretleri;
- Hiç sorma. Doğudan batıya kadar bütün ümmet-i Muhammedi artık benden soracaklar. Böyle ağır ve mes'uliyetli bir işin altına girdim. Nasıl kederli olmayayım, buyurdu.

BENİMLE YAŞAMAK İSTİYORSAN

Sonra hanımını çağırıp;
- Yâ Fâtıma! Benimle yaşamak istiyorsan, bütün zînetlerini beytülmâla vermelisin. O mücevherler sende kalırsa, ben seninle kalamam, buyurdu.

Fâtıma hâtun;
- Peki hayhay, dedi.
Ve bütün zînetlerini çıkarıp, beytülmâla gönderdi hizmetçiyle. Hem de bir tekini bile ayırmadan.

Halîfenin de şahsî elli bin altını vardı. O da, o altınları hibe etti beytülmâla.
Başka nesi varsa, dağıttı onları da fakirlere. Bir tek giyecek elbisesi kaldı yanında, iki değil.

Hizmetçilerine de;
- Hepiniz serbestsiniz. İstiyorsanız hepinizi âzad edebilirim, dedi.

Ve ekledi:
- Kalmak isteyen, benden bir şey istememek şartıyla kalabilir.

Hizmetçiler ağlayarak;
- Şartınızı kabul ediyoruz, dediler.
Ve ayrılmadılar yanından.


www.gonulsultanlari.com