Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Efendini zehirleyerek öldür!
9.02.2011
Ömer bin Abdülazîz hazretleri zamanında insanlar sulh ve sükûn içinde yaşıyorlardı. Ancak çekemeyenler de vardı kendisini. Halîfe hazretleri durumu anlayınca, çağırıp sordu hizmetçiye:
Bunlar bir gün Halîfenin hizmetçisini bir yere çağırdılar. Geldiğinde kendisine bin altın verip;
- Efendini zehirle! dediler.
Hizmetçi bin altını görünce unuttu herşeyi.
Ve içirdi bir gün zehiri Halîfeye.
- Ben sana bir kötülük yaptım mı?
Hizmetçi;
- Hayır efendim yapmadınız, dedi.
- Öyleyse sen bu kötülüğü niye yaptın bana? Nasıl yapabildin bana bu ihâneti? buyurdu.
Hizmetçi önüne bakıyordu.
Halîfe hazretleri;
- Eğer doğru söylersen cezâ vermeyeceğim, dedi.
O zaman hizmetçi bin pişmanlıkla yerlere kapanarak;
- Ey efendim, düşmanlarınız (bin altın) verip bana bu işi yaptırdılar, dedi.
Halîfe, getirtti o bin altını.
Gönderdi devlet hazînesine.
Hizmetçiye de;
- Seni affettim, hizmetine devam et, buyurdu.
EN MÜHİM İŞ NEDİR?
Bir gün sevdiklerine;
- En mühim iş, son nefeste îmânla gitmektir ki, yaptığımız ibâdetler de hep bunun içindir, buyurdu.
Bir müddet sessiz kalıp;
- Âh yalan dünya! buyurdu. Cenâb-ı Hak dünya için; metâ-ül gurur buyuruyor.
Sordular:
- O ne demek efendim?
Buyurdu ki:
- Hani tencereyi tutmaya yarayan bez vardır ya, metâ-ül gurur odur işte.
www.gonulsultanlari.com