Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Niçin ağlıyorsun?
11.02.2011
Ömer bin Abdülazîz hazretleri ölüm hastası iken yakınları tabip çağırdılar.
Az sonra tabip geldi.
Halîfeyi muayene edince;
- Çok zehir içmiş. Hayatı husûsunda temînat veremem, dedi.
O sırada ağlamaya başladı Halîfe.
Yakın akrabaları;
- Niçin ağlıyorsun. Bir mücâhid olarak Rabbine varıyorsun. Allah'ın izniyle sünneti ihyâ ettin, bid'atları ortadan kaldırdın, dediler.
Halîfe onlara bakıp;
- Az sonra Rabbimin huzuruna çıkacağım. Bu milletin hesabı hep bana sorulacak. Bu hesabın altından kalkabilecek miyim? Bunu düşünerek ağlıyorum, dedi.
Sonra da;
- Beni oturtun! buyurdu.
Yavaşça oturttular yatağında.
Oradakilere bakıp;
- Hakîkî mâbud ancak Allahü teâlâ'dır. İbâdet olunmaya sırf O'nun hakkı vardır, buyurdu.
Sonra gökyüzüne çevirdi başını.
Ve sevinç gözyaşları doldu gözlerine.
Birilerini gördüğü belliydi.
Yine sevinçli olarak;
- Şu anda öyle kişileri görüyorum ki, onlar ne cindirler ne de insan, buyurdu.
Kelime-i şehâdet'i söyledi.
Ve rûhunu teslim edip Rabbine kavuştu.
İNSAN NİÇİN YAŞAR?
Bir gün bâzı gençlere;
- İnsan bu dünyada ne için yaşar? diye sordu.
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
Onlara sevgiyle bakıp;
- Müslüman sadece Allahü teâlânın rızâsını kazanmak için yaşar, bunun için çalışır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Mü'minin tek gâyesi Rabbinin rızâsını ve sevgisini kazanmaktır.
www.gonulsultanlari.com