Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Aldığı maaş yetmiyordu
15.02.2011

Ömer bin Abdülazîz hazretleri, halîfe iken, Sâlim bin Abdullah adında sevdiği bir âlime mektup yazıp;
- Bu millete emîr oldum. Dedem hazret-i Ömer radıyallahü anh hakkında bana tafsîlâtlı bilgiler yaz. Zîrâ kendime Onu örnek almak istiyorum, diye ricâ etti.

O şöyle yazdı Halîfeye:
Hazret-i Ömer halîfe olunca, kendisine maaş tâyin ettiler. Ama bu yetmezdi kendisine. Eshâb-ı kirâm toplanıp;
- Maaşını arttıralım, dediler.

İyi de bunu nasıl söyleyeceklerdi kendisine? Zîrâ kabul etmezdi.
Üstelik de kızar, gadaba gelebilirdi.

İki sahâbî, bunu kendisine arz etmek için çıktılar. Hazret-i Osmân radıyallahü anh yolda onları görüp sordu:
- Nereye böyle?

Onlar durumu anlatınca;
- Siz Ömer'i tanımıyor musunuz. Aslâ kabul etmez, hattâ kızar, dedi.

- Peki nasıl yapalım? dediler.
- Kızı Hafsa'ya söyletin. Onun hatırı için belki kabul edebilir, buyurdu.
- Tamam yâ Osmân, dediler.

Ona gidip vaziyeti anlattılar ve;
- Ama bizden duyduğunu sakın Ona söyleme! diye de tembih ettiler.

Hazret-i Hafsâ;
- Peki söylemem, dedi.
Ve gidip arzetti bunu babasına.

Ancak tahmin edildiği gibi oldu.
Hazret-i Ömer celâllenip sordu:

- Kızım seni kim gönderdi?
- Söyleyemem babacığım. Söz verdim.

- Pekâlâ, Allah için söyle kızım, Resûlullah Efendimizin aleyhissalâtü vesselâm kaç elbisesi vardı?
- İki tâne.

- En kıymetli yemeği neydi?
- Arpa ekmeği.

Buyurdu ki:
- Söyle kızcağızım, Resûlullahın yaşayışı böyleyken, Ömer'in başka türlü yaşaması yakışır mı?


www.gonulsultanlari.com