Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Deniz kabarınca...
22.02.2011

Allah dostlarından Hacı Keçeci Efendi'yi seven bir delikanlı, gemiyle yolculuğa çıktı bir gün. Hava sâkindi. Ama az sonra fırtına çıktı, deniz kabarıp parçalandı geminin yelken ve direkleri. Yolcular feryat figan kelime-i şehâdet getirmeye başladılar.

Delikanlı ellerini açıp;
- Yâ Rabbî! Sevdiğin bir kulunu bize imdâda gönder! diye yalvardı.
Duâsı bitmeden, nurlu bir zat belirdi önünde.

Kulağına eğilip;
- Korkma evlâdım! Deniz de Allahın mahlûkudur. Cenâb-ı Hak dilerse sâkinleşir, diye fısıldadı.
O böyle der demez, sâkinleşti deniz. Gemi düzeldi. Selâmete çıktı gemidekiler. Ancak kimse bilmiyordu bu imdâdı yapanın Hacı Keçeci Efendi olduğunu. Genç baktı, göremedi onu bir daha. Kaybolmuştu gözden.

* * *

Bir gün bir genç bu zâta;
- Efendim, İslâm ahlâkı nedir? diye sordu.

Büyük Velî cevaben;
- İslâm ahlâkı, kimseye yük olmamak ve herkesin yükünü çekmektir, buyurdu.

- Muvaffak olmanın sırrı nedir? dedi.
- Sabır ve güleryüz'dür, buyurdu.

* * *

Bir gün de bir gence;
- Evlâdım, bu hayat hayâldir. Dün öldü, yarın belli değil, öyleyse bu günü değerlendir, buyurdu.

Delikanlı sordu:
- Nasıl değerlendireyim efendim?
- Dînini öğren ve öğrendiğinle amel et.

- Dînimi nerden öğreneyim efendim?
- Bir ehli sünnet âliminden. Öyle âlim yoksa, o âlimlerin ilmihâl kitaplarından öğren. Bir İslâm âliminin kitabını okuyan, hem dînini öğrenir, hem de Ondan feyz alıp kalbi temizlenir, buyurdu.


www.gonulsultanlari.com