Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Takunya nerden geldi?
29.03.2011
Yahyâ Kaptan, Enez toprağını nurlandıran bir büyük zattır. Akrabasından genç bir hanım yolculuğa çıktı bir gün. Tenha bir yerden geçiyordu ki, ahlâksız bir adam çıktı karşısına. Niyeti bozuktu. Kadınsa yalnız ve çâresiz.
Gözlerini kapatıp;
“Yâ Rabbî! Kurtar beni şu adamdan!” diye yalvardı içinden.
O anda o ahlâksız adam, kafasına yediği bir takunya darbesiyle yere yıkıldı.
Kalkamadı bir daha. Kadıncağız gözünü açtığında, onu yerde gördü.
Kanlar içinde yatıyordu.
“Ooh! Çok şükür” dedi.
İyi de nerden gelmişti o takunya?
Döndüğünde, öğrendi hakîkati.
Meğer o vakitte Yahyâ Kaptan abdest alıyormuş dergâhın şadırvanında.
Bir ara ayağından takunyasını çıkarıp şiddetle fırlatmış karşı duvara.
Talebeler korkmuş ve şaşırmışlar.
Sormaya da cesaret edememişler.
Ve bu gizemli sır çözüldü böylece.
* * *
Bir gün bir genç gelerek;
“Efendim, çok günah işliyorum.
Ne tevsiye edersiniz? diye sordu.
Yahyâ Kaptan cevaben;
“Evlâdım günah ateştir, buyurdu.
Delikanlı boynunu büküp;
“Biliyorum ama vazgeçemiyorum deyince, ona şefkatle bakıp;
“Ama ölüm var evlâdım, buyurdu.
Genç irkildi:
“Ölüm mü dediniz efendim?
“Evet ya, ölüm herkes içindir.
“Ama ben henüz gencim hocam.
“Ecel genç ihtiyar tanır mı oğlum? Dedelerin şu anda nerdeler?
“Hepsi de öldü efendim.
“Sen de öleceksin. Belki de çok yakında.
Genç, duygulandı bu sözlerden.
Ve hiç günah işleyemez oldu artık.
www.gonulsultanlari.com