Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Niçin ağlıyormuş?
22.04.2011

Abdullah bin Mübârek hazretleri, Şam'a giderken yol kenarında ölmüş bir merkep gördü. Yanında da biri oturmuş ağlıyordu.

Adama yaklaşıp;
"Niçin ağlıyorsun?" buyurdu.

Adamcağız;
"Ben fakîr biriyim, bunu üçyüz dirheme almıştım, öldü. Şimdi ne yapacağım
diye ağlıyorum" dedi.

İbni Mübârek sordu:
"Sen bunun dirisini üçyüz dirheme aldın. Ben ölüsüne beşyüz dirhem veriyorum, kabul mü?" buyurdu.

Fakir çok sevinip;
"Tamam kabul" deyince, fakire beşyüz dirhem verip, yoluna devam etti.
Fakîr, o gece rüyâsında mahşer meydanını gördü. Baktı ki, yeşillikler arasında, her tarafı altın ve yâkutlarla süslü bir merkep var.

Bir melek de;
"Bu kiminse ona müjdeler olsun!"
diye nidâ ediyor.

Fakîr dikkatle bakınca bunun kendi merkebi olduğunu anladı ve o meleğin yanına gidip;
"Bu merkeb benim, dedi.

Melek;
"Senindi, ama öldüğüne sabretmediğin için başkasının oldu. Bak üzerinde ne yazıyor?" dedi.

Fakîr bakınca;
"Bu, Abdullah bin Mübârek hazretlerinin bineğidir" yazılı olduğunu gördü ve uyandı.

Hıçkıra hıçkıra ağlayıp;
"Yazıklar olsun, bir hayvanın ölmesine sabredemedim" dedi.
Ve o beşyüz dirhemi aldı.

İbni Mübârek hazretlerini bulup;
"Ben dünkü satıştan vazgeçtim" dedi.

+İbni Mübârek hazretleri;
"Bu gece gördüğün rüyâ üzerine vazgeçtin. Ben de vazgeçtim ve bu beşyüz dirhemi de sana hediye ettim" buyurdu.


www.gonulsultanlari.com