Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Artık derse gelmiyceğim
29.04.2011

Abdullah bin Mübârek hazretleri, Sehl-i Tüsterî'ye gençliğinde ders okutuyor, kalbine feyizler akıtıyordu.

Sehl, bir gün geldiğinde;
"Hocam, ben bundan sonra sizin
dersinize gelemiyeceğim" dedi.

İbni Mübârek hazretleri;
"Neden yavrum?" deyince;

"Çünki sizin câriyeleriniz çok terbiyesiz. Dün sizin dama çıkmışlar, oradan bana; "benim Sehl'im, benim Sehlim!" diye seslenip, beni çağırıyorlardı" dedi.

Ve huzûrdan ayrıldı. İbni Mübârek hazretleri diğer talebelere;
"Haydi Sehlin cenâzesine gidelim!" buyurdu.

Talebeler;
"Sehl vefât mı etti?" dediler.
"Evet, benim câriyem yok. Onun gördüğü kızlar Cennet hûrileriydi ve onu Cennete çağırıyorlardı" buyurdu.

* * *

Bir gün Sehl-i Tüsterî hazretlerine;
"En büyük mutluluk nedir? diye sordular.

Cevâbında;
"İnsanları sevindirmektir ama bir şartla" buyurdu.

"O şart nedir?" dediler.
"Unutacaksınız, karşılık beklerseniz, o ticâret olur ki, hiç kıymeti olmaz" buyurdu.

* * *


Bir gün de bu zâta;
"İyi insan nasıl olur efendim?" dediler.

Cevâbında;
"İyi insan, herkesin ihtiyâç duyduğu kimsedir, su gibi, hava gibi, gıdâ gibi" buyurdu.

Yine buyurdu ki:
"Onun elinden ve dilinden kimseye zarar gelmez, kimseye yük olmaz, yük çeker. Güler yüzlüdür, onu gören ferahlar".


www.gonulsultanlari.com