Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
O duâ ederse…
1.05.2011
Sehl-i Tüsterî hazretleri zamanında şehrin vâlisi hastalandı, doktorlar çâre bulamadı.
Yakınları, kendisine;
"Sehl-i Tüsterî hazretleri duâ
etse şifâ bulursunuz" dediler.
Vâli sevinip;
"Öyleyse çağırın gelsin" dedi.
Hemen gidip çağırdılar.
Mübârek gelip yanına oturdu.
Vâli zor konuşuyordu:
"Sehl-i Tüsterî siz misiniz?"
"Evet, benim".
"Hocam, hastalıktan kurtulmam
için bana duâ eder misiniz".
Büyük Velî;
"Benim duâm, sana geçmez" buyurdu.
"Neden?" deyince;
"Çünkü zindanlar, hiç suçu olmayan mazlum insanlarla dolu. O mazlumları salıverirsen, sana duâ ederim" buyurdu.
Vâli;
"Hayhay, emriniz olur" dedi.
Ve derhal emir verdi.
Zindanları boşalttılar.
O zaman duâ etti mübârek.
Vâli o gün şifâ buldu ve bir kese altın gönderdi bu Velî'ye. Ama O, el sürmeden geri gönderdi.
Talebeleri;
"Hocam, keşke alsaydınız. Fakirlere verirdik" dediler.
O zaman yana dönüp, çakıl
taşlarına şöyle bir nazar etti.
Taşlar altın oldu o anda.
* * *
Bu zat nasîhat isteyen bir gence;
"Beş vakit namazını güzelce kılarsan, Allahü teâlânın rızâsına kavuşursun" buyurdu.
Bir gün de bir gence;
"Allah dostlarını, evliyâ zatları çok sev. Onların nasîhatlarına kıymet ver. Böyle yaparsan mutlaka îmânla ölürsün" buyurdu.
www.gonulsultanlari.com