Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Üstâda saygı
2.05.2011

Sehl bin Abdullah Tüsterî hazretleri, asrının bir teki olup, üstâdı olan Zünnûn-i Mısrî hazretlerine karşı çok edebliydi.

Şöyle ki;
O hayatta iken dînî konuda ağzını açmaz, kendisine bir suâl sorulsaydı, üstâdına edebinden, cevap vermezdi.

Ama bir gün yakınlarına;
"Kardeşlerim! Dînî suâliniz varsa, sorun da cevap vereyim!" buyurdu.

Onlar çok şaşırıp;
"Efendim, yılardır dînî konularda hiç konuşmazdınız. Hikmeti nedir ki şimdi İstediğinizi sorun diyorsunuz?" dediler.

Cevâben;
"İnsanın hocası hayattayken dinden konuşması, edebe aykırıdır" buyurdu.
Araştırdılar. Aynı gün hocasının vefât ettiğini öğrendiler.

* * *

Bir gün sevdikleriyle konuşurken;
"Rûhunuzun katili olmayın.
Bilakis onu besleyin!"
buyurdu.

Onlar;
"Ruh nasıl beslenir efendim?" dediler.

"Bedenimizin nasıl gıdâya ihtiyâç varsa, rûhumuzun da gıdâya ihtiyâcı var. Onun gıdâsı, İslâmiyetin emrettiklerini yapıp, yasak ettiklerinden kaçmaktır"
buyurdu.

* * *
Bir gün;
"Dünyada en tatlı şey nedir efendim?" diye sordular.

Cevâben;
"En tatlı şey, çile çekmektir" buyurdu.

Şaşırdılar:
"Nasıl olur hocam?”

"Evet, bu dünyanın tadı "çile çekmek"tir. Müslüman, çileden zevk alır, haz duyar. Hem sonra çilekeş olan, başarılı olur. Çile çekmeden hiçbir başarı sağlanamaz" buyurdu.


www.gonulsultanlari.com