Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Mühim bir haberim var
1.07.2011
Abdurrahmân bin Avf "radıyallahü anh", îmân etmeden önce Yemen'e ticârî seyahatler yapıyor ve genellikle "Humeyrî" adında bir kimsenin
evine misâfir oluyordu.
Yine onun evinde misâfir idi ki,
Humeyrî mânâlı mânâlı bakıp;
"Yâ Abdurrahmân! Sana mühim
bir haberim var" dedi.
"Hayırdır, ne haberi?"
"Sizin orada bir Peygamber çıktı".
"Mekke'de mi?"
"Evet. Yeni bir din getirdi. Halkı, tek Allaha îmân etmeye çağırıyor. Acele dön, ona sen de îmân et" dedi.
Sonra birkaç beyit okuyup;
"Gidince, bu beytleri oku o Peygambere!" diye tenbih etti.
Hazret-i Abdurranmân, işini yarıda bırakıp, acele Mekke'ye döndü ve hazret-i Ebû Bekr'i buldu önce. Çünkü onun, akl-ı selim sâhibi bir kişi olduğunu biliyordu. Humeyrî'den duyduklarını anlatıp;
"Sen bu işe ne diyorsun?" diye sordu.
Hazret-i Ebû Bekr;
"Evet, Humeyrî doğru söylemiş" dedi.
"Peki, kim bu Peygamber?"
"Muhammed aleyhisselâm. Biz ona îmân ettik. Koş, sen de îmân et!"
Ona "Peki" deyip, doğruca Resûlullahın hânesine koştu. Efendimiz onu görür görmez;
"Benim nübüvvetime îmân et yâ Abdurrahmân!" buyurdular.
"Olur, ama delîlin nedir?"
Efendimiz tebessüm edip;
"Humeyrî, bana okuman için sana beytler söylemedi mi?" buyurdular.
Evet, hakîkat apaçık ortadaydı. Önce beytleri okudu, sonra da "Şehâdet"i.
Cân-ü gönülden îmân edip, katıldı sahâbe saflarına.
Efendimiz, Humeyrî hakkında;
"Çok kimseler vardır ki, beni görmemişler, ama nübüvvetimi
tasdîk etmişlerdir" buyurdular.
www.gonulsultanlari.com