Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Hakkımı alın ondan!
6.07.2011
Bir gün, Mekke'ye yabancı biri gelmiş ve bir deve satmıştı Ebû Cehil'e. Ama bir türlü parasını alamıyordu. Kâbe yanına gidip, oradaki müşreklere;
"Ne olur, hakkımı ondan alın" diye yalvardı.
Fakat alaya aldılar adamcağızı. Ona, Efendimizin evini gösterip;
"Bak, şu evi görüyor musun, o eve git. Senin işini o halleder" dediler.
Bir yandan da sinsi sinsi gülüyorlardı. Garip, bir ümitle gidip çaldı Resûlullahın kapısını.
Efendimiz kapıyı açıp;
"Buyurun" dediler.
"Şeyy, ben buraların yabancısıyım. Ebû Cehil diye birine deve sattım. Paramı vermiyor. Bana yardım eder misiniz" dedi.
Efendimiz aleyhisselâm;
"Peki olur" buyurdular.
Ve birlikte gidip çaldılar kapıyı. Ebû Cehil, karşısında Resûlullah Efendimizi görünce, korkudan titreyerek;
"Buyur yâ Muhammed. Bana bir emrin mi var?" dedi.
Efendimiz;
"Ver şu garibin parasını!" buyurdular.
"Derhal yâ Muhammed" dedi.
Ve koşup getirdi parayı.
Adam, teşekkür etti Efendimize. Sonra Kâbe yanına gelip, müşriklere de teşekkür etti. Müşrikler hayret içindeydi. Sordular hemen:
"Ne o, yoksa aldın mı paranı?"
"Evet, hem de zahmetsiz" dedi.
Bir müddet sonra Ebû Cehil geldi oraya. Merakla ona dönüp;
"Yâ Ebâ Cehil! Duyduklarımız doğru mu?" diye sordular.
"Mâlesef doğru" dedi.
"Parayı verdin yâni?"
"Evet, mecbûren verdim. Çünkü Muhammedin yanında çok korkunç bir "canavar" vardı. Eğer vermeseydim parçalayacaktı beni".
www.gonulsultanlari.com