Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Bir anlık ibâdet
10.07.2011
Efendimiz aleyhisselâm mescid-i şerîfte eshâbiyle sohbet ederken Cebrâil aleyhisselâm geldi ve; "Yâ Resûlallah! Ebû Bekir bu sabah bir ibâdet yaptı ki, yetmiş yıllık ibâdete bedeldir" diye arzetti.
Efendimiz bir şey buyurmadılar. Bilâl-i Habeşî'ye; "Ebû Bekr'i çağır, gelsin!" buyurdular.
Hazret-i Bilâl;
"Başüstüne yâ Resûlallah!" dedi ve gidip çağırdı kendisini.
Hazret-i Ebû Bekr acele giyinip çıktı evden. Az sonra mescid-i şerîfe geldi ve selâm verip oturdu Efendimizin karşılarına.
Efendimiz sordular:
"Nasılsın yâ Ebâ Bekr?"
"İyiyim Elhamdülillâh".
"Evde ne yapıyordun?"
"Bir şey yapmıyordum yâ Resûlallah".
"Bir ibâdet yapmıyor muydun?"
"Hayır yâ Resûlallah, yapmıyordum".
"Peki, kalbinden bir şey geçirdin mi?"
Hazret-i Ebû Bekr biraz düşünüp;
"Evet yâ Resûlallah düşündüm" dedi.
"Ne düşündün?"
"Cenneti, Cehennemi, Allahü teâlânın her ikisini de insanla dolduracağını, Cehennemin büyüklüğünü ve şiddetini düşündüm. Burada yanacak olan insanların hâlini tefekkür edip korkumdan titredim ve;
"Yâ Rabbî! Âhirette benim vücûdumu öyle büyük yap ki, Cehennemi yalnız ben doldurayım. Başka kimseye yer kalmasın. Böylece senin takdîrin yerine gelir ve bütün insanlar yanmaktan kurtulur" diye duâ ettim".
Efendimiz;
"Neden böyle istedin?" buyurunca, "Kimsenin yanmasını istemiyorum yâ Resûlallah. Ben yanayım, kimse yanmasın. Rabbimden bunu istedim" dedi.
www.gonulsultanlari.com