Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Bir takvâ örneği
2.08.2011
Hazret-i Ömer'in radıyallahü anh çok sevdiği bir gence, ahlaksız bir kadın musallat oldu. Elde edemeyince, bir kocakarıya; O da; "Olur, o iş kolay" dedi.
"Beni falan genç ile buluşturabilir misin?" diye yalvardı.
Delikanlı hem yakışıklı, hem de takvâ sâhibiydi. O gece yatsıyı Halîfenin arkasında kılmış, yalnız olarak evine dönüyordu.
Tam bu kadının evi önünden geçiyordu ki, kocakarı bahçe kapısından seslendi:
"Evlâdım bakar mısın!"
"Buyur anne"
"Yavrum, koyunu kaçırdım elimden. Yardım et de şunu birlikte yakalayayım" dedi.
Delikanlı içeri girince kapı arkasındaki öbür kadın, acele kapıyı kilitleyip gence sarıldı.
O da gözlerini yumup; "Yâ Rabbî! Bu kadının şerrinden sana sığınıyorum! Beni günâh işlemekten koru!" diye yalvardı.
Kadın bu defa; "Dediğimi yapmazsan, bağırır çağırırım, rezil olursun!" diye tehdît etti.
Genç; "âhirette rezil olacağıma, şimdi olayım" deyince, kadın başladı feryât figâna.
Sesi duyanlar koşup; "Ne oldu?" dediler. Kadın, delikanlıyı gösterip; "Bu adam zorla evime girip, tecavüze yeltendi!" dedi.
Onlar da genci dövüp Halîfeye götürdüler. Halîfe onu görünce tanıyıp; "Doğrusunu anlat" buyurdu.
Genç anlatınca, "O kadını görsen tanır mısın?" diye sordu.
"Tanırım" deyince de emretti. Şehirdeki bütün yaşlı kadınları huzûruna getirdiler.
Delikanlı bir görüşte;
"İşte bu kadın" dedi.
Kocakarı, suçunu îtiraf edince, Halîfe delikanlının bağlarını çözdü ve alnından öpüp;
"Âferin, haramdan böyle kaçılır. Senin bu asil davranışın, kıyâmete kadar herkese örnek olsun" buyurdu.
www.gonulsultanlari.com