Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Eyvâh! Ben ne yaptım!
8.08.2011
Halîfe Hazret-i Ömer radıyallahü anh bir Cuma günü yeni ve temiz elbise giyerek çıktı evden.
Cuma namâzı için câmiye gidiyordu.
Lâkin hazret-i Abbâsın radıyallahü anh evinin yanından geçiyordu ki, damdaki yağmur oluğundan "kanlı su" döküldü üzerine.
Üzüldü tabii.
Başkasına da zarar verir düşüncesiyle derhal emir verip kaldırttı o oluğu oradan.
Meğer hazret-i Abbâs, o sâatte damda olup, yaralanmış bir kedi yavrusunu yıkamış, kanlı suyunu vermişti o oluğa.
Halîfe, elbisesini değiştirip geldi yine o eve.
Hazret-i Abbâsın gönlünü alacaktı.
Kapıdan seslendi:
"Yâ Abbâs!"
Hazret-i Abbâs kapıya çıktı:
"Buyur yâ Ömer!"
"O yağmur oluğunu kaldırttığım için özür dilerim. Başkasına da zarar vermesin diye düşünmüştüm. Ne olur beni mâzur gör.
O üzgündü:
Sordu hemen:
"Yâ Ömer! O oluğu, oraya kimin koyduğunu biliyor musun?"
"Hayır, bilmiyorum".
Dedi ki:
"Onu oraya, bizzat Efendimiz aleyhisselâm koymuştu yâ Ömer".
Hazret-i Ömer titredi:
"Efendimiz mi dedin?"
"Evet, Efendimiz".
Halîfe;
"Eyvâh! Ben ne yaptım?" dedi.
Ve başladı ağlamaya.
Bin pişmândı yaptığına.
Bunu tâmir etmeliydi.
Ricâ etti hemen:
"Yâ Abbâs! Öyleyse benim sırtıma bas da, o oluğu kendi elinle tekrar eski yerine yerleştir"
Hazret-i Abbâs;
"Peki yâ Ömer" dedi.
Ve Halîfenin sırtına basarak, o oluğu eski yerine yerleştirip indi çabucak.
Ooh, Halîfe rahatlamıştı.
www.gonulsultanlari.com