Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Yanımdan çık git!
16.08.2011

Süfyân-ı Sevrî hazretleri, bir gün Ca'fer-i Sâdık hazretlerinin evine gitti ve huzûruna girip görüşmek için izin istedi.

Kendisine izin verilip de yanına girdiğinde hazret-i Ca'fer;
"Ey Süfyân! Sen, zaman zaman sultân ile görüşüyorsun. O seni arıyor, sen de ona gidiyorsun. Ben ise, mümkün mertebe sultândan uzak duruyorum. Zamanın hâli bunu icâb ettiriyor. Onun için yanımdan çık git" buyurdu.

Hazret-i Süfyân;
"Bir nasîhatinizi almadan gitmem" deyince;

"Allahü teâlânın her hangi bir bir ni'metine kavuşan kimse, eğer bu ni'metin daha çoğalmasını istiyorsa, Allaha hamd ve şükretmesi lâzımdır" buyurdu.

Buna ilâveten;
"Çünki Hak teâlâ Kur'ân-ı kerîmde; "Ni'metlerimin kıymetini bilir, onlar için şükreder ve emrettiğim gibi kullanırsanız, onları arttırırım. Kıymetini bilmez, bunları beğenmezseniz, elinizden alır, şiddetli azâb ederim" buyuruyor" dedi.

DUÂ EDİN

Bir kimse, İmâm-ı Ca'fer hazretlerinin huzuruna geldi ve;
"Yâ İmâm! Duâ buyurun da Allahü teâlâ bana çok mal, çok para versin ve çok hac yapmamı nasîb eylesin" diye ricâ etti.

Hazret-i İmâm kırmadı onu.
Ellerini kaldırıp;
"Yâ Rabbî' Bu kuluna, elli defâ Hac yapacak kadar mal ve para ver!" diye duâ etti.

Duâsı kabul olundu.
Zîra o kişi o kadar zengin oldu ki, tam elli defâ hac yaptı. Ellibirinciye niyetlendi.
Hattâ yola çıktı.

Ama nasîb olmadı.
Zîra bir mola yerinde, âniden gelen bir sele kapılıp vefât etti.


www.gonulsultanlari.com