Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Vakit gelmedi mi ki?
9.09.2011
Bir gün, bir kervan, Fudayl bin İyâd'ın pusu kurduğu yere gelip mola verdi ve kervandaki bir yolcu Kur'ân-ı kerîm okumaya başladı.
Hazret-i Fudayl, işitiyordu okunan Kur'ân-ı kerîmi. Bir âyeti kerîmeye geldi ki o âyette meâlen;
"Vakit gelmedi mi ki kötü hallerine pişmân olup Allaha tövbe etsinler" buyuruluyordu.
Hazret-i Fudayl, işitti bu âyet-i kerîmeyi. Çok duygulandı. Ve tövbesine sebep oldu bu âyet.
İçinden;
"Vakit geldi, geldi, geçti bile" deyiverdi.
Kendinden geçmiş halde oradan ayrılıp, bir harâbeye girdi. Rabbinden utanıyordu.
Bir müddet sonra, aynı kervan yola çıktı yine.
Lâkin Hazret-i Fudayle soyulmaktan çok korkuyorlardı.
Birbirlerine;
"Fudayl'in yolu üzerindeyiz. Acabâ soyulmadan geçebilecek miyiz?" diyorlardı.
Fudayl işitti bunu.
Ve ortaya çıkıp;
"Ey yolcular! Sizi müjdelerim, artık rahat olarak geçiniz bu yollardan. Zîrâ Fudayl vazgeçti bu işlerden!" diye seslendi.
Ardından;
"O şimdi pişman oldu, tövbe edip Allah'a yöneldi. Siz nasıl ondan kaçıyorduysanız, bu günden sonra o sizden kaçacak!" dedi.
Sonra, her yeri dolaşıp,
tövbesini bildirdi herkese.
Aldığı malları fazlasıyla ödedi.
Hepsiyle helâllaştı.
Yalnız bir kişi hâriç.
Ebyurd şehrinde bir Yahûdî vardı ki, bir türlü helâl etmiyordu hakkını.
Halbuki fazlasıyla vermişti ona da. Ama o, helâl etmiyordu.
www.gonulsultanlari.com