Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Dağ sallanmaya başladı
18.09.2011

Bir gün, Fudayl bin İyâd hazretleri Mira dağında bulunuyordu. Bâzı sevdikleri de yanındaydı.

Bir ara onlara dönüp;
"Eğer hâl ehli biri şu dağa sallan dese, dağ sallanır" buyurdu.
Hazret-i Fudayl cümlesini henüz bitirmişti ki koca dağ sallanmaya başladı.
Ordakiler korktular.

Hazret-i Fudayl;
"Korkmayın, şimdi durur" buyurdu.
Sallanma durdu.

BORCUN VAR MI?

Bir gün de halîfe Hârun Reşîd bu büyük Velî'den nasîhat istedi. O nasîhat ettikçe, ağlıyordu. Öyle ki, çok ağlamaktan bayılıp yere düştü.

Ayıldığında;
"Ey Fudayl, senin birine borcun var mı?" diye sordu.
"Evet, Rabbime kulluk borcum var".

"Onu kastetmemiştim. İnsanlardan birine borcun var mı?"
"Hayır, Hak teâlâ bana öyle çok ni'metler verdi ki, kullarına minnet etmiyorum" buyurdu.

Hârun Reşîd Onun önüne "bin altın" koyup;
"Bu, kendi malımdır ve helâldir, rahatça kullan" dedi.

Lâkin O kabul etmeyip;
"Al bunları önümden. Ne garip, bunca öğüt dinledin, ama hiç faydası olmamış" buyurdu.

BİN HAC ECRİ

Bir gün de;
"Müslüman anne babanın yüzüne şefkatle bir defâ bakana, kabul olmuş bir hac sevabı verilir" buyurdu.

Sordular:
"Bin kere baksa efendim?"
"Bin kere bakarsa, bin hac sevabı verilir" buyurdu.


www.gonulsultanlari.com