Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Eşkıyâ reisiydi
20.09.2011
Fudayl bin İyâd hazretleri, gençliğinde eşkıyâlık yapardı. Eşkıyâyı farkedince;
Bir gün adamları, büyük bir kervanın geleceğini haber aldılar. Kervandaki birinin çok altını vardı yanında.
"Hiç olmazsa altınlarımı kurtarayım" diye düşünüp, indi deveden. Onları saklayacak bir yer arıyordu ki, az ilerde bir çadır görüp içeri girdi. Baktı, gençten biri namaz kılıyor.
Selâm verip;
"Çok altınım var, eşkıyâlar kafilemizi soyacak, bunları sana emânet etsem olur mu?" dedi.
Genç adam;
"Olur, şuraya koy, sonra alırsın" dedi.
Adam altınları oraya koyup, geri döndü kafileye.
Bir de ne görsün. Kimin nesi varsa gasbediyorlar. "Altınlarım emniyette" diye sevindi.
Soyguncular, kervanı soyup ayrıldılar. O kimse de, altınlarını almak için gitti o çadıra. İçeri girince müthiş bir manzarayla karşılaştı.
Zîrâ eşkıyâlar o gencin önünde hürmetle oturmuş, gasbettikleri mal ve paraları arzediyorlardı.
Namaz kılan o genç, reisleriymiş meğer. Hazret-i Fudayl, adamı kapıda görünce seslendi kendisine:
"Gel, altınlarını al!"
Adam gidip aldı, ama olanlardan birşey anlamadı.
Eşkıyâlar;
"Sen ne yaptın ey Fudayl, biz topladık, sen dağıtıyorsun" dediler.
Fudayl cevâbında;
"O bana hüsnü zan etti. Onun hüsnü zannını boşa çıkarmam uygun olmazdı" dedi.
Ardından;
"Benim de Rabbime hüsnü zanım var. O da benim zannımı boşa çıkarmaz ve beni bu işlerden bir gün kurtarır" dedi.
www.gonulsultanlari.com