Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Hiç hatırlayamadım
25.09.2011

Habîb-i Acemî hazretlerine bir gün, bir kimse gelip;
"Benim, senden yüz dirhem alacağım var" dedi. Ve istedi bu parayı.

Mübârek zât;
"Hiç hatırlayamadım. Yarın gel, bir çâresine bakalım" buyurdu.

Adam peki dedi.
Ve ayrılıp gitti.

Hazret-i Habîb o gece iki rekat namaz kılıp; "Yâ ilâhî, bu kimse doğru diyorsa, bu borcu ödemem için bana kolaylık ver. Eğer yalan söylüyorsa, onu sana havâle ettim" diye niyâzda bulundu.

O sabah felç oldu adam. Hazret-i Habîb bunu işitip ziyâretine gitti. Adam bu Velî zâtı görünce;
"Ey Habîb, ne olur beni affet. Nefsime uyup yalan söyledim. Aslında senden alacağım yoktu. Bu cezâyı hak ettim" dedi.

Ardından;
"Duâ et şifâ bulayım" diye yalvardı.

Büyük Velî acıdı yine ona. "Yâ ilâhî, buna şifâ ver" diye duâ etti.
Adam o anda şifâ buldu.

Ve fırlayıp kalktı ayağa.
Sanki hiç hasta olmamıştı.

HUBBU FİLLAH

Bu zât, bir sohbetinde;
"Kardeşlerim, Allahü teâlâyı sevmek için, O'nun düşmanlarını sevmemek gerekir ki, buna "hubbu fillah" ve "buğdu fillah" denir" buyurdu.

Ardından;
"Kalbiniz Allah'tan başka şeye meyilliyse, hasta demektir, onu tedâvi edin" dedi.

"Nasıl tedâvi edelim?" dediklerinde;
"Kalbi hasta olmayanlarla berâber olun. Allah sevgisi, Allah adamlarının kalbinde olur. Onlara yakın olanlar da bu ni'metten pay alırlar" buyurdu.


www.gonulsultanlari.com