Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Bu mertebeye nasıl kavuştu?
29.09.2011

Habîb-i Acemî hazretleri büyük Velîlerdendir. İnsanlar kendisini, Terviye günü Basra'da, Arefe günü Arafat'ta, bayram günü daha başka bir yerde görürlerdi.

Bir gün birisi;
"Habîb-i Acemî, Acem olduğu ve Arabî bilmediği halde bu çok yüksek mertebeye acabâ nasıl kavuştu?" diye geçirdi kalbinden.
O an bir ses duydu.

Gâibten geliyordu ve;
"Evet O Acemîdir, ama kalbi Arabî, hem habîb, sevgili ve âşıktır" diyordu.

BİR NAZARLA

Vaktiyle bir katil idâm edilmişti. O gece kendisini rü'yâda gördüler. Değerli elbiseler giymiş olarak Cennet bahçelerinde dolaşıyordu.

"Bu dereceye nasıl kavuştun?"
dediler.

Cevâben;
"Ben îdâm sehpâsında iken, Habîb-i Acemî hazretleri oradan geçti ve bana göz ucuyla acıyarak bir kere baktı. İşte bu ni'mete, o zâtın bir tek nazarı sebep oldu" dedi.

HİÇ BAKMADI

Habîb-i Acemî hazretlerinin evinde bir câriyesi, hizmetçisi vardı. Otuz senedir evinde bulunduğu halde, bir defâ olsun yüzüne tam bakmamıştı.

Bir gün onu görünce;
"Ey hâtun, hizmetçimi çağırır mısın?" dedi.

Hizmetçi;
"Efendim, hizmetçiniz benim ve otuz yıldır bu edeyim. Nasıl tanımazsınız" dedi.

Hazret-i Habîb;
"Kusura bakma, Allah aşkı beni sarınca O'ndan başka herşeyi unutur, hiçbir şeyi hâtırlayamam" buyurdu.


www.gonulsultanlari.com