Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Kölesi, annesiymiş meğer
10.01.2012

Tâbiînin meşhûrlarından Ubeyde bin Muhâcir hazretleri "rahmetullahi aleyh", köleleri satın alır, sonra da azad edip serbest bırakırdı. Bir gün Rum asıllı ihtiyâr bir köle kadını satın aldı.
Ve âzâd etti.
Kadıncağız;
"Kimsem yok, nereye gideyim, nerede barınayım, bilmiyorum" dedi. Bunun üzerine; "Öyleyse bizde kal" dedi ve evinde misafir etti ihtihar kadıncağızı.
Akşam oldu.
Birlikte yediler.
Sonra o kadına; "Sen kimsin, nesin?" diye sordu. Daha başka şeyler de sordu. Aldığı cevaplardan bu kadının "kendi annesi" olduğunu anladı.

SELÂMÜN ALEYKÜM

Bir defâsında ticâret için Azerbaycan'a gitmişti. Bir akşam vakti, gecelemek üzere nehir kenarında bir yere çekildi ve bir hâdiseye şâhit oldu.
Bizzât yaşadı.
Şöyle anlatıyor:
Yakınımda devamlı Allahü teâlâya hamd eden birinin sesini işittim. Sesin geldiği yere doğru yaklaştığımda, çukur içinde bir hasıra sarılmış birini gördüm.
"Selâmün aleyküm"
"Aleyküm selâm"
"Sen kimsin?"
"Bir müslümanım"
"Neden buradasın".
Cevâbında;
"Ben burada Rabbime hamd ediyorum. Beni yarattı, bana düzgün a'zâlar verdi, Müslüman olmakla şereflendirdi, sıhhat afiyet verdi, ayıplarımı ve günahlarımı örtüyor. Bundan daha büyük ni'met olur mu?" dedi.
Ben teklif ettim:
"Bize gidelim".
Kabul etmedi. Onun, o halde iken bile hâlinden memnun olup şikâyet etmemesi, beni çok duygulandırdı.


www.gonulsultanlari.com