Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Allahım beni koru
7.03.2012
Büyük velîlerden Atâ El Ezrak hazretleri "rahmetullahi aleyh" bir gece vakti evden çıkıp bir yere gidiyordu ki, karşısına bir yankesici çıktı.
Elinde bıçak vardı.
Gelip Ona yaklaştı.
Mübârek zât içinden; "Allah'ım! Beni bu adamın şerrinden koru" diye duâ etti. O anda adamın iki eli kurudu. Bu hâdiseden çok duygulandırdı.
Hatâsını anladı.
Ve pişmân oldu.
Özür dileyip; "Bir daha böyle şey yapmayacağım" deyince, hazret-i Atâ onu affetti. Yankesici daha da duygulanıp, talebesi olmakla şereflendi.
NİÇİN AĞLIYORSUN?
Atâ el-Ezrak hazretlerine, hanımı, pazardan bâzı ihtiyâçlarını temin etmesi için iki dirhem para verdi. Atâ el-Ezrak pazara varınca, ağlayan bir köle gördü.
Ve sordu köleye:
"Niye ağlarsın?"
Köle şöyle anlattı:
"Efendim bana iki dirhem verdi. Pazardan birşeyler alacaktım, fakat paramı kaybettim. Şimdi ne yapacağım diye ağlıyorum?". Atâ el-Ezrak kendi iki dirhemini ona verip, "Bir kapı kapanırsa, başkası açılır" dedi ve tanıdığı bir marangoz dostu vardı.
Dükkânına gitti.
Bu hâlini arzetti.
Marangoz ona;
"Şu talaşlardan al. Belki işine yarar. Sana verecek başka da birşeyim yok" dedi. O talaşları aldı, evine bırakıp, hanımına görünmeden mescide gitti.
Namazı edâ etti.
Sonra evine gitti.
İçeri girdiğinde hanımının ekmek pişirmekte olduğunu gördü. "Unu nereden buldun?" deyince de; "Senin getirdiğin un, çok güzelmiş, hep bundan al" dedi.
www.gonulsultanlari.com