Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Annem beni doğurmasaydı
9.03.2012
Büyük velîlerinden olan Atâ Süleymî hazretlerinin bir sevdiği anlatır: Bir sabah Atâ hazretlerinin yanına varmıştık. Akşam güneş batıncaya kadar devamlı surette; "Keşke annem beni doğurmasaydı" sözünü tekrarlayıp durdu.
FERYÂT ETTİ
Bir tanıdığı anlatır: Atâ Süleymî bir gün bana; "Ey Beşîr! Ölüm peşimde, kabir önümde, gideceğim yer mahşer, geçeceğim yol Cehennem üzerindeki sırât köprüsüdür. Bilemiyorum ki, Rabbim bana ne muâmele yapar?" dedi.
Ve bir "âh!" dedi.
Sonra feryâd etti.
Ve düşüp bayıldı.
Uzun zaman öyle kaldı. Ayılınca baktım ki benzi solmuş çok zayıf düşmüştü. Bize; "Şu keçeyi kaldırın" dedi. Kaldırıp baktık ki altında "bir dirhem" para var.
Onunla sevik aldık.
Bir çorba yaptık.
Ve ona içirmek istedik. O çorbayı ağzına aldı. Fakat bir türlü yutamadı, boğazına takılıp kaldı. Ölecek diye çok korktuk. Heyecanlandık.
Ve kendisine;
"Ey Atâ! Olur mu böyle, bunu senin için aldık, hazırladık, o kadar uğraştık, içsene!" dedim. Bana dönüp; "Ey Beşîr! Onu ağzıma alıp da sıcaklığını hissedince aklım gitti.
"Niçin?" dedim.
O cevap verip;
Çünki o anda Müzzemmil sûresinin; "Âhirette kâfirler için korkunç bir ateş, boğazlarına takılıp kalan iğrenç yiyecekler vardır" meâlindeki âyet-i kerîmeyi hatırladım" dedi.
BANA ACI
Zaman zaman; "Allah'ım! Dünyâdaki garipliğime acı. Ölüm ânında bana merhamet eyle. Senin huzûruna çıktığımda rahmetinle muâmele et" diye duâ ederdi.
www.gonulsultanlari.com