Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Ne yapıyorsunuz?
10.03.2012
Tâbiîn devrinde Medîne'de yetişen büyük âlimlerden Atâ bin Yesâr hazretleri Yâlâ bin Mürre'den şöyle anlatıyor: Yâlâ bin Mürre "radıyallahü anh" diyor ki:
Bir dostuma gittim.
Bir hususu arzettim.
Netice olarak; "Alî kerremallahü vecheh" kâfirlerle şiddetli savaşıp onları kahreden bir kişidir. Kâfirler Ona zarar verebilirler. Onun için evinin kapısında nöbet tutalım" dedim.
O da uygun dedi.
Nöbete başladık.
Alî Mürtezâ bir ara dışarı çıkıp bizi kapıda görünce; "Burada ne yapıyorsunuz?" diye sordu. Biz de; "Seni bekliyoruz, ey mü'minlerin emîri! Zîrâ kâfirlerden sana zarar gelmesinden korkuyoruz" dedik.
O bizi dinledi.
Ve cevabında;
"Beni gök ehlinden mi koruyorsunuz, yoksa yer ehlinden mi?" diye sordu. Biz de; "Elbette yer ehlinden. Gök ehlinden nasıl koruyabiliriz?" dedik.
Tebessüm etti.
Ve buyurdu ki:
"Herkesin yanında iki koruyucu melek vardır. Eceli gelinceye kadar o kimseyi her şerden korurlar. Eceli gelince, onu kaderiyle başbaşa bırakırlar" buyurdu.
BUNU TANIYOR MUSUN?
Bir gün sohbetinde; "Mü'minin ölümü, büyük seâdettir. Çünkü ölümle Rabbine kavuşacaktır" buyurdu ve şunu anlattı:
Kulun eceli gelir.
Son nefesleridir.
O anda kendisine Peygamberimiz "aleyhissalâtü vesselâm" gösterilir ve; "Bunu tanıyor musun?" diye sorulur.
Mü'minler bakar.
"Tanıyorum" der.
Ve Onu görmenin lezzetiyle ölüm acısını duymaz. Kâfirler ise; "Tanımıyorum" der ve ebedî felâkete düşerler.
www.gonulsultanlari.com